Popüler Yayınlar

31 Ocak 2011 Pazartesi

Önce bulmam lazım "ben"i

Sanki bulutlar çöktü kalbime,
Beni inandır aşka yeniden demek lüzumsuz.
Benim bana inanmam lazım senden önce.
Ben kayboldum içimde ve artık yokken ben,
Sen olamazsın ki ey sevgili.
Ben seni kendimle büyütmüşüm, kendimi senle.
Sen kayboldukça içimde ben kendimi kaybetmişim aslında.
Ve ben kayboldukça benliğimde,
Hiç sen kalmıyormuş geriye.
Aşkın deli dolu çığlıklar attığı günler aklımda sevgili.
Acını sevke dönüştürdüğüm günler.
Sensiz bir an geçmez diye düşündüren günler.
Bir masada saatlerce gözlerinde büyümek,
Ya da o kadar çocuklaşmak ki, herkesin küçümser bakışlarında bile aşkla bakmak birbirimize.
Çocukluk anlarında elimden almaya çalıştığın şekeri özlerdim.
Şimdi unutmuşum be sevgili.
Beni istemen o kalabalıkta bile, ufacık bir dokunuş istemen.
Kaçmam senden utançla ve belki çokça çocukça.
Şimdi mi?
Bahçelerde üşüdüğümüz günler,
Sana haykırarak gitmeni istediğim günler,
İçimin kanamasına rağmen sana git dediğim ama senin gitmediğin günler.
Seni daha çok severek, kinle baktığım anlar.
Hepsi kayboldu sevgili.
Bir ben kaldı ama
Benden başka.
Beni aldılar elimden,
Sen kalmadın bana.
Olamayan bir bana çok olurdun zaten...

29 Ocak 2011 Cumartesi

Nefesim kesildi ilk öptüğünde, gittin daha güzel öpsünler! diye

İlk biber'den başlayayım istedim. Belki de şu an hala 3yıldan, nasıl geçtiğinden neler olduğundan bahsetmeye hazır olmadığım için biberden başlamayı seçiyorum. 21 yaşındayım şimdi(zaten 20li bir yaşa ulaşınca kendimi bi yaşlanmış, olgunlaşmış hissetmeye başladım. Bide 21 diye yazınca çok dolu dolu gözüküyor be).
Daha lisedeyken o kadar köklü! düşüncelerim vardı ki. Kimse ile çıkmayacaktım. Allahım aslında enayi gibi piyes hazırladığımız çocuktan hoşlanıyorum o yüzden kimseye evet demiyorum başka ama neyse.
Birden biber çıktı karşıma. Tanıştığımız gün, kolunun koluma değişi ve içimde deli gibi çarpan bir şeyler. Hayır anlamda veremiyorum. O kadar anlamsız ki her şey bir yandan da benle o kadar çok ilgileniyor ki, o daha da anlamsız kılıyor hislerimi. Bir insanın kolu koluna değdiğinde nasıl bu kadar heyecanlanabilirsin demeyin. Oluyordu o zamanlar(gerçi o kadar yıl geçti artık o his kalmadı, ondan sonra o his yok oldu sanki) ve hissettiğim gibi oldu. Kusura bakmayın ama ben de biraz gerizekalıyımdır arkadaşlarım çocuğu istemiyor bana uygun olmadığını(çok sevgilisi olmuş, bana göre değilmiş) düşünüyor diye yok deyp duruyorum. Ancak son derece hain arkadaşım domdom sayesinde bu iş oldu sonunda.
Ve neler mi oldu, hayatımda bir daha asla yaşayamayacağım o kadar masum hisler yaşattı ki bana o ilişki. Bir insanın kokusunu içine çekmeye korkup o kokuyu yıllarca nasıl unutmadığını öğretti. Elini tutmaya korkarken bittikten sonra bile o elleri özlemeyi, hissetmeyi öğretti. Kendimi ne kadar değerli hissetmem gerektiğini öğretti. Ve hala hatırladığımda o insanın yerini kimseye veremiyeceğimi düşündürdü her zaman.
Ha ama bu kadar mı? Hayır her ilişkiye korkarak başladım, kavga ettiğimizde kanser oldum diyebilen, barışmak istediğinde siroz oldum diyen, intihar ettiğini ileten biriydi. Daha bir çok hastalığı iddaa etti. Evet inanmayacaksınız ama hepsine de inandım, hepsinde de ağladım. Yok hayır gerçekten çok da zeki bir insanımdır ben ya. Hani zekamdan hiç kuşku duymadım gözlerimi kör eden bir şeyler vardı onda. Ama işte ondan sonra kimseye salt inanamadım.
Ne kadar mı çıktık bana kalsa bir buçuk yıl. Liseyi onla bitirdim derim. Ona kalsa değil başka herkese göre ise 3ay uzun bir boşluk 2 aydır bu süre. Ama ben onun için her gün ağladığım, ondan başka kimseyi düşünmediğim, uzaktan sevgilileri ile onu izlediğim zamanları da ilişkimden sayıyorum hala. Ben onla öğrendim bir ilişkiyi. Ben onla öğrendim sevmeyi, kalbimin acımasını. O zamanlar lanetler yağdırdım zaman zaman.
Ama şimdi çok temiz içimde. Bazen seviniyorum iyiki ilk sevgilim o olmuş. İyiki ilk öptüğüm erkek oymuş diye. Öpmek deyince aklıma ilk öpüştüğümüz gün geliyor. 1yılın sonuydu. İkinci çeyreğin başı da denebilir. İçiyorduk, yaklaştı, o kadar hafif öptü ki dudağım mı yanağım mı anlayamamıştım. Ama kalbim öyle bir çarpmaya başlamıştı ki, öyle bir atıyordu ki. Geri çekildi ve bana baktı. Ona bakıyordum ama görmüyordum, kalbimin atışları acaba ordan da hissediliyormudur diye korkuyordum. Sonra öptü. Hiçbir şey düşünemiyordum, kalbim atıyordu sadece. Şimdi hatırlayınca, gülümsüyorum. Ne hissediyorum bilmeden.
Ardından yaşadığım onca şey, gerçek bir aşk, hiçbiri o zamanki hissi vermedi. Ben mi değiştim, yoksa hiçbir şey o yalanların içindeki kadar gerçek değil mi şimdi bilmiyorum.
Ama biberle hikayemiz buydu. Nasıl mı bitti, beni tanımadığım insanlara bile hayatımın gerçeği, bana gönderilmiş bir melek! diye el üstünde tutan insan össden bir gün önce bıraktı. Söylediği tek söz ise "Seni seviyorum ama bitsin."di. Ee anlıyorum, çocuk mal sandı tabi. Hem ne biliyim, öpemedim heralde lan(heralde ne be, öpemedin zaten çocuğu). Aman neyse(Birde o değil, tüm arkadaşlarım nasıl dalga geçmişti. Sanki 40ında ama hala bakire ve tüm arkadaşları atı alıp üsküdarı geçmiş gibi bir his varsa eğer, işte ben de onu hissetmiştim.)
Şimdi iyiki diyorum. İyi ki yaşanmış, iyi ki bitmiş. Bir yandan da kendime kızıyorum, o zamanlar küçük sessiz bir kız çocuğuydun, şimdi kocaman bir kadın oldun diye. Sonra da diyorum, o insanken ne kalmıştı elimde. En azından şimdi, dolu dolu yaşadım. Aynı heyecanla mı? Onu da sonra yazarım:)

Şimdi Ben Başlayayım, Sonra Belki Siz de Okursunuz

Aslında yaşadığım şeyleri hep kağıda dökerim ama hep gizli saklı olur, kimseler okuyamaz ama bu kez bir cesaret geldi. Belki de muallakta olmamdan ötürü. Belki artık yaşadıklarımla tek başıma başa çıkamama ihtimalimden dolayı. Ya da çevremdekilerin verdiği basit akıllardan sıkılmam hatta onları uygulayamamam. Ay bu giriş çok uzun oldu, fark ettim ben onu. Nerden başlasam karar verememiştim ama şimdi bir şeyler netleşti.
3 yıllık bir ilişkinin ardından bu kararı aldım. Aslında hala ardı olmuyor çünkü benim hıyar bir bitişi kabul etmiyor ama en azından yaşadıklarımı burdan okuyup belki de gelen yorumlardan utanıp aynı hataları yapmamak için açtım(Tamam fark ettim biraz kötü söyledim ama kendime bir uyarı sistemi kurmak istememin nesi kötü ki).
Yani bir kadının kendini daha küçültmemesi gerek diyorum. Ha ben bunu çokca yaptım benim için cümle daha fazla küçültmemesi olmalı. Neyse drama dönüşmesin. Aldatıldığım hem de bir kere değil bunu öğrendiğim bir ilişkiye hala devam etmem evet tamamen aşık olmamdandı. Ama artık karşımdaki insana olan hislerimin kuvvetinden şüpheli olduğum için devam etmek istemiyorum. Lan aslında çok güzel günlerimiz de oldu. Bitmese mi?(Kızım hasta mısın çok düşündün sen bunları, sus bakıyım.)
Bu ilişki tam gökten iner gibi girmişti hayatıma. Tam tüm umutlarımın bittiğini sandığım bir dağılmışlığın ardından. Anlarsınız sizi kurtarır bir şeylerden ve böylece sizde onu yaptığı tüm kötülüklere rağmen kötü bir konuma sokmak istemezsiniz. İşte öyleydi.
Hakkaten kötü durumdaydım be. Lise yıllarımı harap etmiştim bir erkek uğruna. Gece 12ye kadar içip, kafamı gerçekten insanlar önünde duvarlara vurup ardından eve gelip aileme arkadaşımın babasının öldüğünü söylediğim günlerden sonra karşıma çıkmıştı bu hıyar. Ha bu da iyi oldu. 3 yıllık bitme evresindeki ilişkimdeki insanın adı hıyar olsun bu arada.Hani kurtarıcı olan arkadaşın. Bu arada lise hayatımı mahveden dangoza ne desem diye düşünüyorum çünkü bundan sonra hikayeleri yavaş yavaş anlatacağım ve bu ikisinden bahsetmem gereken çok yer olacak, o da bi sebze olsun dicem ama ona layık bi sebze bulamadım valla. Hah o dangoz da biber olsun. Çok yakıştı, acıydı zaten.
Bu yazıya aldanıp caymayın arkadaşlar. Her şey güzel olacak. Yazanlar da, sadece bir giriş olsun istedim. Ben mi daha ismimi bulamadım gökten indim, yeter mi?